9 Ekim 2010 Cumartesi

Yola çıkma vakti...


Valizimi topluyordum son birkaç aydır. Unuttuğum bir şey kalmasın diye defalarca kontrol ettim. Geri dönmemek üzere yeni bir yolculuğa çıkmak hiç de kolay olmuyor. Önce yıkıntıların arasında da olsa canlı duranların tohumlarını toplamak, sonra o tohumların yeni yaşamın içinde can alıp alamayacağını görmek, gideceğin yeri bir kez daha değiştirmek istemediğin için haritaya günlerce, haftalarca hatta aylarca bakıp doğru rotayı bulmak. Bu rota için eski alışkanlıklardan nelere ihtiyacın olduğunu bulmak. Bunları valizin en sağlam köşesine yerleştirmek. Sonrasında seninle bu yola çıkabilecek insanları bulmak. Bu yolun doğru yol olduğuna bu insanları ikna etmek. Düşünmek. Düşünmek. Düşünmek. Yalanlardan arınmak. Yalanlardan arındırmak.

İşten bu son kısım sanırım esas zor olan. Yalanlardan arındırmak. İnanmak. Güvenmek. Kırılmak. Aşınmak. Zorlanmak. Çabalamak. Batmak. Çıkmak.

Yolculuk için hazırlığımın son aşamasındayım. Rotam, alışkanlıklarımdan seçtiklerim, yanımda götüreceklerim. Hepsi hazır "sayılır". Götürmek istediklerimden birini halen bu büyük valize yerleştirebilmiş değilim. İnanmak için elimde kalan son hamlemi yaptım. Son bekleyişten sonra ya listede bir eksikle çıkacağım yola, ya da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder